Klasik müzik, resmi olarak eğitilmiş müzisyenlerin fiziksel enstrümanlar çaldığı ve resmi olarak notalara kaydedilen geleneksel Batı müziğini ifade eden bir terimdir. Popüler müzik ve halk müziğinden farklıdır. Bu kategori, en yaygın olanları kanonlar, konçertolar, senfoniler, operalar, sonatlar ve baleler olmak üzere çok sayıda türü kapsar.
Batı klasik müzik geleneğinin kökleri MS 9. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Bundan önce Yunan ve Romalı filozoflar müzik teorisi hakkında yazılar yazmıştır, ancak Avrupa 'daki Hıristiyan Kilisesi, pagan inançlarıyla ilişkili olduğu için bu gelenekten bilinçli olarak kopmak istemiştir. Batı Hıristiyan müziğinin en eski biçimi, tek sesli bir müzik türü olan Gregoryen ilahisiydi ve erkeklerden oluşan bir koro aynı melodiyi söylüyordu. Hiçbir enstrüman kullanılmazdı, çünkü onlar da pagan olarak kabul edilirdi. Avrupa 'da seküler müzikte kullanılmaya başlanan ilk enstrümanlar flüt ve recorder gibi nefesli çalgıların yanı sıra başta lavta olmak üzere bazı yaylı çalgılardı.
Rönesans dönemi (yaklaşık 1400 ila 1600) iki büyük değişikliği beraberinde getirmiştir: kilise müzisyenleri tarafından enstrümanların kullanılması ve notaların kaydedilmesi. Notaların icadıyla birlikte, müziğin korunması artık sözlü olarak değil, çok daha uzun ömürlü ve daha kesin olan yazılı formda yapılmaya başlandı. Dönemin yaygın türleri ayinler ve motetlerdi, ama aynı zamanda şansonlar ( Fransa'da), madrigaller ( İtalya'da) ve villancicolar (İ spanya'da) gibi bazı seküler müzik türleri de vardı. Klasik Avrupa tonalitesi, yani notaların majör ya da minör akorlar halinde düzenlenmesi uygulaması bu dönemde ortaya çıkmıştır. Ünlü Rönesans bestecileri arasında Claudio Moneverdi ve Josquin des Prez sayılabilir.
Rönesans, 17. yüzyılın başlarında barok döneme geçiş yapmıştır. Bu dönem, anlatıların yer aldığı bir müzik türü olan operanın yanı sıra kantat, konçerto ve sonat gibi türlerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. En iyi bilinen barok besteciler Almanya'dan Johan Sebastian Bach ve Johann Pachelbel ile İtalya'dan ünlü keman konçertosu "4 Mevsim" ile Antonio Vivaldi 'dir. Barok dönemi "klasik dönem" olarak adlandırılan ve kelimenin bu anlamıyla 18. yüzyılın ortalarından 19. yüzyılın başlarına kadar olan müziği ifade eden dönem takip etmiştir. Almanya 'dan Ludwig van Beethoven ve 9 senfonisi, Avusturya 'dan (o dönemde Kutsal Roma İmparatorluğu 'nun bir parçası olan) Wolfgang Amadeus Mozart ve yine Avusturya'dan Joseph Hayd gibi sanatçılar birçok opera, oda müziği ve senfoniye imza atmıştır.
Avrupa müziğinin Romantik dönemi 19. Yüzyılda gerçekleşmiştir. Almanya'dan Richard Wagner, Rusya 'dan Pyotr Ilyich Tchaikovsky eserlerini bu dönemde yarattı. Birçokları tarafından dünyanın ilk gerçek müzik yıldızı olarak kabul edilen ve coşkulu kalabalıklara konserler veren Habsburg İmparatorluğu'ndan Macar Ferenc Liszt de öyle. Virtüöz piyano sanatçısının performanslarına gösterilen aşırı tepki, bazıları tarafından "Lisztomania" olarak tanımlandı. Macar Rapsodileri ile tanınır.
20. yüzyıla geçerken modernist ve ardından post-modernist dönemleri yaşıyoruz. Günümüzde, 21. yüzyılda, çağdaş klasik müziğin en çok dinlenen versiyonu film müzikleridir.
MÜZİKALİTE
Açıkçası, bin yılı aşkın bir süreye yayılan bu kadar çok tür varken, hepsi için geçerli olan ve önemsiz olmayan herhangi bir genelleme yapmak imkansızdır. Yine de bazılarını sıralayalım.
Klasik müzikte fiziksel enstrümanlar kullanılır. Bunlar en yaygın olarak keman, viyola, dik bas, piyano, org, flüt, trompet, korno, davul ve zildir. Klasik bir parçada solo veya koro tarafından söylenen vokaller de olabilir. Notaların majör veya minör akorlar halinde düzenlenmesi uygulaması olan Avrupa tonalitesinin öneminden bu makalenin tarih bölümünde bahsetmiştik.
ÜNLÜ SANATÇILAR
Günümüzün en ünlü klasik müzik sanatçılarından bazıları film müzikleri besteleme eğilimindedir. Alman Hans Zimmer "Gladiator" (2000), " The Dark Knight " (2008) ve " Interstellar" (2014) gibi filmlerin müziklerini yazmıştır. Amerikalı John Williams, 1977-2019 yılları arasında gösterime giren Star Wars serisinin dokuz filminin yanı sıra "Raiders of the Lost Ark " (1981) ve " Jurassic Park" (1993) filmlerinin müziklerini yapmıştır.
Ünlü İtalyan tenor Andrea Bocelli film müzikleriyle değil, daha çok opera parçaları seslendirmesi ve özgün pop müzikleri yayınlamasıyla tanınıyor. Sanatçının 1995 tarihli opera pop klasiği "Con te partirò" dünya çapında 12 milyon kopya satarak müzik tarihinin en çok satan single'larından biri oldu.
