Sihrimizi yaparken lütfen bekleyin...
Güney Afrika'nın yasama başkenti ve ülkenin en eski şehri olan Cape Town, birçok caz ve Afrika müziği yıldızının doğduğu şehirdir. Indie folk camiasında çok tanınan Jeremy Loops, ışığını ve enerjisini şehre taşıdı.
ŞehirdeAfropop da çok moda. Mango Groove da pop ile marabi ve kwela gibi kasaba müziklerini harmanlayan benzersiz tarzıyla tanınıyor.
Bazen LCNVL olarak kısaltılanLocnville, şehirden elektro-hop müzikleriyle tanınan bir ikilidir. Tek yumurta ikizi kardeşler Andrew ve Brian Chaplin'den oluşan grup 2009 yılında Cape Town'da kuruldu.
Cape Town sadece müzik konusunda değil, kültür konusunda da eşsizdir. Çağdaş sanat hayranıysanız Zeitz MOCAA - Museum of Contemporary Art mutlaka gitmeniz gereken bir yer, kaçırmayın. Norval Vakfı da modern Afrika sanat ını sergileyen ve yeni sanatçılara çalışmalarını gösterme şansı veren bir yerdir.
Tüm ülkenin mutfak sahnesi harika olsa da Cape Town'ın da kendine has bir cazibesi vardır. Geleneksel Cape Malay yemeklerini şehrin kozmopolit havasını yansıtan modern kaliteli yemeklerle harmanlayan yemek sahnesi canlı ve çeşitlidir.
Müzik festivalleri ve etkinlikleri söz konusu olduğunda, şehirde herkesin keyif alabileceği harika festivaller de bulunmaktadır. Afrikaburn, Güney Afrika'nın Tankwa Karoo çölünde düzenlenen, sanat ve kültürün kutlandığı yıllık bir festivaldir. İnsanların kendilerinin ötesinde bir şeyler deneyimlemek, yeni bağlantılar kurmak ve etraflarındaki doğal güzelliği takdir etmek için bir araya geldiği bir buluşmadır.
Cape Town'ın tarihi, sömürge dönemindeki başlangıcından apartheid karşıtı hareketteki önemli rolüne kadar hem zafer hem de zorluk hikayeleriyle zengindir. Şehrin Ümit Kalesi ve Bo-Kaap bölgesi gibi binaları, çeşitli kültürel mirasını ve değişen karakterini sergiler. Nelson Mandela, Desmond Tutu ve Ahmed Kathrada gibi etkili isimler Cape Town'dan çıkmış ve sadece Güney Afrika'da değil tüm dünyada adalet ve eşitlik çabalarına öncülük etmişlerdir.